Перевод: со всех языков на немецкий

с немецкого на все языки

çaresiz kalmak

См. также в других словарях:

  • çaresiz kalmak — çözüm yolu, çıkar yolu bulamamak Köyde kim çaresiz kalırsa, kimin işi bozulursa İstanbul yolunu tutar. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çaresiz — sf. 1) Çaresi bulunmayan, onulmaz Çaresiz dert. 2) Çare bulamayan (kimse), biçare Viranelerde yemek için ot toplayan çaresiz kadınlarla konuştu. Ö. Seyfettin 3) zf. İster istemez Bu olmayınca da işi çaresiz komisyonculuğa dökmüştü. H. Taner… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eli koynunda kalmak — çaresiz kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iki eli böğründe kalmak — çaresiz kalıp ne yapacağını bilememek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hevesi kursağında (veya boğazında veya içinde) kalmak — istediği, imrendiği şeyi elde edememek Bütün hevesim boğazımda kaldı. Küstüm oturdum. N. Meriç Gazetenin yayını kesildi; çaresiz İzmir e döndüm fakat hevesim kursağımda kalmıştı. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • biçare olmak — çaresiz kalmak Kocaya vardığım günden itibaren büsbütün biçare oldum. S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nevmit olmak — çaresiz kalmak, umudu kalmamak Bu dönüşlerde Fahim Bey yorgun, bezgin, nevmit olurmuş. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • acze düşmek — çaresiz kalmak, elinden bir şey gelmemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iflahı kesilmek — çaresiz kalmak Benim dört çeşit insan karşısında iflahım kesilir. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Arafatta soyulmuş hacıya dönmek — her şeyini kaybedip çırılçıplak kalmak, çaresiz kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fıtık olmak — büyük sıkıntı duymak, kahrolmak, çaresiz kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»